Hepimiz dinlemenin ne kadar önemli olduğunu biliriz. Ancak kaçımız bunu gerçekten yapabiliriz? İletişimde ki en önemli unsurun dinleme olduğunu bilmemize rağmen bu konuda çok başarılı olduğumuz söylenemez. O yüzdendir ki sağlıklı iletişim kuramıyor, karşı tarafı anlayamadığımız için kendimizi de tam olarak ifade edemiyoruz.
Az sayıda insan doğuştan gelen doğal bir dinleme yeteneğine sahiptir. Dinlemenin önemini kavramış birçok insanda bunu nasıl yapacağını bilmemektedir. Genellikle, bir şeyin önemli olduğunu düşündüğümüzde onun anlamak için çaba sarf ederiz. Bir dinleme ya da dinlememe seçeneği olduğunda ve önemli bir şeyi atlama ihtimali az olduğunda dinlemeyi bırakır, başka alanlara kayarız. Aslında iyi birer dinleyici değiliz.
Evet, yaşadığımız şu telaşlı günlerde iyi bir dinleyici olmak çok zordur. İlgilenilmesi gereken çok iş ve dinlenilecek çok kişi var ve bizim bunlara ayıracak çok az zamanımız var. Zaman hızla akıyor ve işler beklemiyor. Özellikle yöneticilerimiz sürekli talimatlar veriyor ve sürekli sorun dinliyor. Peki, iyi bir dinleyici olmayıp konuyu tam olarak anlamadığımızda neler oluyor? Aynı şeyi tekrar tekrar dinleyip, tekrar tekrar anlatmak zorunda kalıyoruz. Alın size gereksiz tartışmalar, zaman ve emek kaybı. İyi bir dinleyici olamamanın cezasını çekiyoruz.
Özellikle toplantılarda dinleyicilerin büyük çoğunluğu, karşısındaki kişi konuşurken, sıra kendilerine geldiğinde ne söyleyeceğini düşünüyor. Konuya odaklanmak yerine birçok zaman savunmaya geçmek için hazırlık yapıyor. Kendi fikirlerinin dinlenmeyeceğini düşünerek faydalı bilgileri paylaşmıyor. Tam olarak dinlemediği için ana konuyu kaçırıyor ve kendisinden istenen şeyi de anlayamıyor. Toplantı sonrasında yine bildiğini yapıyor ve toplantılar genellikle amacına ulaşmıyor. Taleplerini ve istekleri söylediğini düşünen yöneticinin eline geçense kocaman bir hiç oluyor.
Bu sorunu şöyle ifade edebiliriz sanırım ’’Kimse kimseyi dinlemiyor.’’ Öncelikle lider ve yöneticiler, anne ve babalar, öğretmenler ve iletişimin önemli olduğu tüm alanlardaki bireyler, aslında dinlemenin önemli olmadığı bir alanda yok sanırım, etkili dinlemenin nasıl yapılacağını öğrenmelidir. Öğretici pozisyonundaki bu kişiler iletişim temelinin dinleme olduğunu kavrar ve dinlerken de iletişim kurduğumuzun farkına varırsa, toplumda birbirini dinleyen ve anlayan insan sayısı artabilir. İşitmeyle duyma arasındaki farkı anladığımızda daha iyi anlayabilir ve anlaşılabiliriz.
Etkili bir dinleme ile karşımızdakine verdiğimiz değeri gösterebilir, olayları ve durumları daha iyi anlayabilir ve bunlara daha doğru çözümler üretebiliriz. Dinlemek bir sanattır ve her alanda olduğu gibi bir bilimi vardır. Etkili dinleme eğitimleri alarak dinleme kabiliyetimizi geliştirebilir ve bunu tüm yaşam alanlarımızda kullanabilirsiniz.
İnsanların söyledikleri sizin için olmasa bile kendileri için önemlidir. Ne kadar iyi bir dinleyici olursak yaşam kalitemiz de o kadar artar ve gereksiz çatışmalardan, zaman ve emek kaybından kurtuluruz. Daha iyi anlamanız ve anlaşılmanız dileğiyle.